20 Ekim 2010 Çarşamba

Son

Bugün bir değişik durumdayım aslında.Düşündüklerimin gerçeğe hiç de yaklaşmadığı,kafamda olmaz dediklerimin olduğu bir dünyadayım gibi hissediyorum.

Buna nereden geldiğime gelince.Bunca zamandır beni tanıyanlar bilirler ki ben bir arayış içerisindeyim.Bu tabi ki de üniversiteye geldikten sonra olmuş bir şey.Ama tabi ki bu durumu kafada sonlandırmak gerekliliğini biliyorum.Ama anlayamıyorum,bir şey var bir sıkıntı var.

Bu zamana kadar kendim ne kadar başarılı olduysam hep kendimi güçlendirmek yerine dışarıda aradım bunun gücünü.Aslında tüm güç hakikaten de insanın içinde gizli(yakında ben ruhum diyerek meditasyona da başlarım ben).Ama buna gerek yok diyorum her zamanki gibi.Kafada bir şeyi istedikten sonra o kesinlikle gerçekleşir,er ya da geç.Yapılması gereken şey ise doğru yere konsantre olmayı becerebilmek...

İşte şu anda buna ihtiyacım var,hem bana destek olabilecek birine,hem de kendimi iyi bir şekilde konsantre etmeye...

Bu belki de buraya son kaydım olacak,aslında başka türlü bitirmeyi planlıyordum,ancak artık karamsarlığın,duygusallığın pek de gerekli olmadığını,onun yerine gerçeklerle boğuşmak gerektiğini anlayaraktan,bu blog u sonlandırıyorum,belki geri dönerim,kim bilir...

11 Şubat 2010 Perşembe

Geçmiş işte...

Karıştırmayacaksın eskileri dünyana,
Yol vereceksin,
Gidecekler uzaklara,
Arkasından güle güle diyeceksin...

Yenilere açılacaksın,
Olgun yüreğini önce çocuklaştıracak,
Ardından yine olgunlaştıracaksın,
Sahip olunan bir döngü misali yürüyecek...

Kanayacaksa kanasın diyeceksin,
Ama zehrini akıtana kadar ağlayacaksın,
Gözyaşlarınla kapatırken her yarayı,
Gelecek için elindekilerden bir duvar öreceksin...

Adı üstünde geçmiş gitmiş işte,
Bakmayacaksın bir daha.
Aynı yanlışlara düşmemek için,
Sapacaksın farklı yollara,farklı yaşamlara...

17 Aralık 2009 Perşembe

Yanlış ve...

Doğru.
Ne kadar da yanlış bir seçim olsa da,
Yapılanlar doğru.
Yalanlar ne kadar yanlışsa,
Üzmesi de bir o kadar doğru...

İnsan doğası ne kadar yanlışa müsaitse,
Doğru noktayı bulacağı da hayatta aşikar bir konumda,
Doğru yine doğru bi kere.
Hayatımı mahveden tacizler ne kadar yanlışsa
Kurtuluş biçimim de o kadar doğru geliyor bana...
İnsanlar ne kadar yanlış yaptığımı söylese de...

1 Aralık 2009 Salı

Yalanlar,
Dünyamı sarmışlar,
Hayatımı karartmışlar,
Neden?

Söylenmişler teker teker,
Duydum istemeden
Üstüne gittim belki kurtarır diyerekten,
Durmamak neden?

Bir kaza alanında buldum kendimi,
Başrolde ben,
Yalanları söyleyen kaçmışken,
Ağlayan olmak neden?

Neden?
Her şeye tek bir soru var,
Cevabı beklemede,
Hala oyun oynamak neden?

20 Kasım 2009 Cuma

Bir tiyatro oyunu,
Bir oyuncu var, salon bomboş,
Bir oyun var, seyirci yok,
Azimle oynanmaya devam eden,
Her çıkışında burun kıvrılan bir oyun...

Her sene yeniden başlayan,
Senenin sonunda yine sonu aynı olan bir oyun...
Senaryo aynı, senarist aynı...
Sadece bakıp geçer seyirciler kapıdan...

Hayallerin sürüklediği bir sahnede,
Tek kişilik bir salonda oynanmakta bu oyun...
Yalnızlığa düşmüş bir tiyatro olmuşum,
İsimler geçer gider kalbimden,
Oyunu oynayacakken oyun izleyen olurum birden...

Oyunu oynarken çekip giderler birden,
Gözyaşları yerleri temizlerken,
Cam kırıklarını ellerim kanaya kanaya toplarken,
Bir yanımda mikrofon,konuşurum birden...
"Sıradaki gelsin lütfen!"...

16 Kasım 2009 Pazartesi

Zor mu...

Bir adam düşün,
Rüzgarda kendini kaybetmeye,
Dalgalarla boğuşmaya çoktan hazır.
Bir çevre düşün,
İmkansızlarla dolu...

Dünya dönerken yerinde duran,
İlerlemeye çalışan bir insan düşün.
Olmazlardan ötürü yerine bağlanmış
Kendi yerinde durmaya zorlanmış

Öyle bir dünya düşün ki,
Bu durumlar olmasın...
Her şey istenen şekilde olsun...
Zor mu...İsteyene...

4 Kasım 2009 Çarşamba

Gece...

Gece,
Gündüzün tüm acımasızlığını örtmekte,
Yeni acılar da getirmekte.
Uyku...tanınmayacak halde bulunmakta.
Şehir yağmura teslim olmuş
Gökyüzü ağlamakta pişmanlığı simgelercesine...

Gece,
Kahve-Sigara ikilisine eşlikle,
Muhteşem bir İstanbul sunar eşsiz severlerine.
Tüm günahlar ortadan kaybolur şehr-i İstanbul'un
Yaşananlar ve yaşanacaklar görünmez,
Yaşanmışlar ise Kahve-Sigara'ya dönmekte...

Gece,
Yalnızların yegane dostu,
Hüzünleri gizleyen bir yapı,bir karanlık perde gözlerde.
Acılarda yüzenleri güçlendirir belki de.
Geçmişe çekilecek bir perde misali,
Çöpçü gece ortalığı temizlemekte...

Gece,
Sevgileri götürmekte,
Sihirli kelimeleri içine gömmekte,
Her saat geçtikçe içine yeni ruhları da alıp götürmekte,
Uykusunda ölenlere huzur,
Uykusuz kalanlara acı vermekte...

Gece işte,adı üzerinde...